Discussion about this post

User's avatar
Sırt Çantanda Ne Var?'s avatar

Havuz kenarında oturup Almanya’da hasret kaldığım güneşi biraz kucaklamak isterken okudum yazını. Sanki seninle dolaştım Ankara sokaklarında, seninle de hüzünlendim. Sanırım yanında olsaydım bu kadar sen gibi yaşamazdım. O yüzden yazıyı çok seviyorum. Başka birisine yanındayken olduğundan daha yakın durabildiğin bir yer yazı. Şu 20-25 kişi, yazanlar birbirimizi okuyoruz dediğinde ben sevindim. Dünyada bu kadar çok kitap yazılırken buna bir de sosyal medya ve internet üzerinden okuduklarımız eklenirken o 20-25 kişi çok değerli geldi bana. Geçmiş olsun, bazen hüzün de tansiyon arttırır. Güçlü kadınların en büyük sıkıntısı zayıf düştükleri anları fark etmemektir😜 evet bazen hayat fazla geliyor. Hiçbir şey yapamadığında bunu değiştirmek için ben hep yazıyorum. Seni okuyan 20 kişiden biri de benim. ❤️

Expand full comment
Yonca Tokbaş's avatar

20-25 de ben de varım. Belki de 26.yım. Damarlarında birileri delik açarken senin gözün nerede diye baktım. Gözünden baktım… Odanı, odanki “yalnızlıkla” arkadaşlığına, kitaplığın insanı hiç yalnız bırakmayan bir hal olarak bize sahip çıkmasına … ve bir de kitaplıklı bir odamın olmadığı gerçeğine hem sıkıldım hem de acilen yine de elde olana şükretmek zorunda hissettim. Bu bile elden gitse ne kalırlara mecbur hallere içimden seviniyorum. Handancım… geçmiş olsun. Sakin gibi duran günlerimizin içinde sürekli tansiyon zıplatan hayatlarımız var… İyi ki zıplıyorlar da içerde patlamıyorlar. Bak yine bir şükür manyaklığı… Çok sıkılmışken oturdum ekrana ve yazın çıktı karşıma, okudum, açıldım. Sığındım. Sarıldım.

Expand full comment
2 more comments...

No posts